Tensei Shitara Slime Datta Ken light novel - Bölüm 249

Tensei Slime

Bölüm 256/Son Bölüm –

a Reenkarnasyon Yuuki ile olan kavganın üzerinden bir yıl geçmişti.

Bundan sonra çok şey oldu.

Hayır, gerçekten.

O kadar ki hepsini hatırlamak acı veriyor.

Velda’yı yendiğimi tüm dünyaya yayınladım.

Gözlem büyüsünü kullanan optik büyünün yardımıyla kendimi tüm ülkelerin semalarına yansıttım.

Ve sonra benim adımla evrensel bir krizin sona erdiğini ilan ettim.

Dünya neşeyle doldu ve eşi benzeri görülmemiş kargaşa yavaş yavaş sona erdi.

Ve söylemeye gerek yok ki, bunun sona ermesine yardımcı olan da Tempest halkıydı.

Neyse, dünya nihayet eski istikrarına kavuştu.

Yuuki’yi yendikten bir süre sonra Veldora’yı serbest bıraktım.

Ve sonra o adam

gibi şeyler söylemeye devam etti. “Kuahh, güzel bir uykuydu. Sonunda sıra bendeymiş gibi görünüyor!

‘Hayali uzay’dayken fiziksel dünyadan izole olduğu düşünülürse, atmosferi hiç okumadığını söylemek abartı olmaz.

Ve bunun bedeli oldukça yüksekti.

Bu yüzden ablaları tarafından cezalandırılmasının önüne geçilemezdi.

Ancak ablaları Velzado ve Velgrynd’in ilgisi kısa sürede Milim’in omzuna binen yeni gerçek ejderha Velgaia’ya yöneldi.

Bu sayede kurtulduğu söylenebilirse de, ‘kız kardeşlerinin onu terk etmesinin’ sebebinin de bu olduğu ve kesinlikle hak ettiği bir gerçek.

“Ggnuuu… o Gaia……”

Ve böylece, kardeşini (?) kıskanan Veldora’yı teselli etmek benim görevimdi. Aramızda kalsın, bu son derece can sıkıcıydı.

Her şey söylenip yapıldığında Veldora hala her zamanki gibi aynı.

Onun bir yerlerde sorun çıkarması ve benim bu konuda bir şeyler yapmamla olan ilişkimiz muhtemelen bundan sonra da burada devam edecek.

Bunu düşünmek hoşuma gitti ama bu Veldora’dan bir sır olacak.

u kastediyorum açıkçası, değil mi?

Bunu yüksek sesle söylersem, onun kendinden geçtiğini gün gibi net bir şekilde hayal edebiliyorum.

İlişkimiz ne şimdi ne de sonra değişmeyeceğine göre bunu yüksek sesle söylememe bile gerek yok.

Ablalarından bahsetmişken, onlardan biri olan Velgrynd çoktan bir yolculuğa çıkmıştır.

Muhtemelen Rudra’nın reenkarnasyonunu aramaya gitmiştir.

“Rimuru, bu konuda bir fikrin var, değil mi?”

“Ha?! H-hayır. Bilmiyorum?”

Ayrılmadan önce bana birdenbire bunu sordu ama ben bunu muhteşem bir şekilde görmezden geldim.

Veldora’ya yaptıklarından korktuğum için kesinlikle kekelemedim.

Çok etkileyici, güzel bir bayanın yüzü benimkine çok yakın olduğundan biraz gergindim, evet.

……… Hayır, gerçekten.

Aslında aklımda şüpheli biri var.

Ama burada onun adından söz etsem, burada Velgrynd’e teslim olmuşum gibi gelirdi.

Ayrıca onu sattığım için de kendimi kötü hissederdim.

Uzun bir aradan sonra yeniden istikrara kavuştuğumuza göre artık biraz huzuru deneyimlemeyi hak ettiğini düşünüyorum.

……… Ancak onun için endişelerime rağmen Velgrynd tarafından oldukça kolay bulunmuş gibi görünüyor.

Başsağlığı dilerim. Umarım çıktığı yolda hayırlara vesile olur.

—Bundan sonra, elinde konuşan bir kılıç taşıyan, yanında bir ejderha ve iblisin eşlik ettiği bir kahramanın hikayeleri tüm dünyaya yayıldı; ama bu beni ilgilendirmiyor.

Velzado, Guy ile birlikte Kuzey Kıtası’na döndü.

Orada, aşırı soğukta, hiçbir insanın müdahale edemeyeceği bir yerde iblisler için bir cennet kuracak gibi görünüyor.

Kaleleri tamamen yıkıldı ama Guy’ın yetenekleriyle onu yeniden üreteceklerini söyledi.

Üstelik son dövüş deneyimini kullanarak Ultimate Skill: Abyss G.o.d Nodens’ı kazanmış gibi görünüyor.

Ve bu yetenek, gerçekten çok amaçlı bir yetenek olan Gaia’nın Tüm Yaratılış Tezahürü’nü bile benimsedi.

Görünüşe göre Rudra’nın azgın enerjisiyle başa çıkmaya çalışırken yükseltmeyi denemiş.

Her ne kadar tam zamanında ortaya çıktığım için kazanmak için bu kadar ileri gittiği yeteneğini test edemediği için biraz tatminsiz görünüyordu.

Kendisi bana anlatmaya geldiğinden beri bunu saklamaya hiç niyeti yokmuş gibi görünüyordu.

“Seninle kavga etmeyi planlamıyorum. Ben kazanamayacağı kavgalara girmeyen bir tipim.” O zamanlar

demişti.

Bunun onun gerçek duyguları olup olmadığını bilmiyorum ama Guy’la da kavga etmek istemiyorum, bu yüzden benim için sorun değil.

En azından Guy’ın şu anki haliyle Yuuki ile eşit bir sahada savaşabileceğini hissettim.

Evet, şimdi olduğu gibi ona karşı kaybetmeyeceğim ama bu kadar gururlu olduğum için incinmekten hoşlanmıyorum.

Onunla kavga etmenin hiçbir nedeni ya da anlamı yok, bu yüzden iyi anlaşabilirsek en iyisi.

Bunu söylesem de Guy’la bundan sonra birkaç kez kavga ettik ama bu konuyu daha sonra konuşacağım.

Göksel dünyanın Milim’in bölgesi olmasına karar verildi.

Gaia’nın Tüm Yaratılış Tezahürü ile kalenin ve kapıyı yeniden yarattık.

Milim’in önceki iblis lordu bölgesinin sakinleri art arda göç ediyordu.

Frey ve Lycanthropes’un liderliğindeki harpiler.

Ve artık Dino’ya itaat eden göksel iblisler[1].

Bu göksel iblisler, bedenlenmiş meleklerin dönüşmesinden doğan yeni bir ırktır – bu mantıklı mı?