Bölüm 1056

“Çünkü amacı burada değil.”

Su Tiancheng’in gözleri soğudu, “Klonunun kendi görevi var. Beni kurtarmanı engellediği sürece, bu yeterlidir. Gerçek benliğinin kendi misyonu vardır…”

“Hı?”

Herkes şaşkındı.

“En Derin Denizin Gizli Alemindeki Yüce Kurallar Mingguang için engel teşkil ediyor. Sadece onlardan geçemezdi. Ancak gücü zirveye döndükten sonra bunu denemeye cesaret edebilir ve bunlar zaten hepiniz tarafından kırılmıştır. Her şey bittiğinde ve mührüm kalktığında, En Derin Denizin tüm Gizli Alemi yok olacaktı.”

“Mingguang beni öldürmeye cesaret edemez ve beni öldüremez.”

Yani, onun için en mükemmel sonuç, En Derin Denizin Gizli Diyarı’nın mührünün serbest bırakılması olurdu, ama ben hala zincirle mühürlendim çünkü zincir yok edilemez.”

“Arkadaşın, bir silaha dönüşebilmek ve zinciri kesebilmek için… Ne kadar büyük bir yetenek.”

Su Tiancheng, Wang Jun’a baktı ve onun garip bir şekilde gülümsemesine neden oldu.

“Birisi şunu söyleyebilir ki, birçok aksilik olmasına rağmen, genel yön hala Mingguang’ın hedeflediği şeye doğru gidiyor. Klonunu feda etmek zorunda kalsa bile, görevi tamamladığı sürece, bu yeterince iyi. Tabii ki, görevi tamamladıktan sonra yine de sizin tarafınızdan serbest bırakılabileceğimi asla hayal edemezdi.

Su Tiancheng’in yüzünde bir gülümseme belirdi, ama kısa süre sonra her zamanki soğukluğuna geri döndü.

“Ve şimdi, Dokuz Büyük Umutsuzluk da yok oldu!”

“Mingguang ile aramızdaki savaş resmen başladı çünkü Mingguang’ın gerçek hedefi biz değiliz ama…”

“Dünya zirvesi!”

“Ne?”

Herkes şaşırdı.

Dünya zirvesi mi?

Aslında burada ne oluyordu?

Federasyon içinde, En Derin Denizin Gizli Diyarı yok edildiğinde, aniden tüm dünyaya geniş bir aura yayıldı. O anda, tüm gezegen bir deprem yaşıyor gibiydi.

Bütün insanlar ve hayvanlar dehşete kapıldı.

“Sorun ne?”

“Deprem mi?”

“Bu mümkün mü? Bunca yıldır hiç deprem olmadı. Bazı esperler bir hamle yapıyor olabilir mi?”

Sayısız insan endişeliydi.

Dünya alemine ulaşmış olanlara gelince, bu auranın dehşetini daha da fazla hissedebiliyorlardı. Bir gücün kökenine ait olan o aura, o korkunç aura!

“Bu aura…”

“Efsanevi dünya zirvesi olabilir mi?”

“Kahretsin, şu anda gerçekte ne oluyor?”

Sayısız insan şok oldu.

Herkes şüpheye düştüğünde, sayısız gizemli aura ve Kural Gücü ile dolu kutsal bir dağ aniden ortaya çıktı ve Battlefield of Glory’ye indi.

Yakındaki herkes şok oldu.

O dağda…

Bu sadece dönen bir ründü, ama yine de o dünya esperlerini çok korkutuyordu!

Gerçeği tahmin etmeyi başaran esperler daha da dehşete kapıldılar. Dünya zirvesi, bu şey burada nasıl ortaya çıkabilir? Aslında ne olmuştu?

Dokuz Büyük Umutsuzluk çöktü.

Dünya zirvesi ortaya çıktı!

Mingguang’ın amacına sonunda ulaşılmıştı!

Dışında…

Su Tiancheng’in serbest bırakılmasının talihsizliği.

“Ne oldu?”

Su Hao ve diğerleri de aurayı hissetti. Li Xin daha da şaşırmıştı, “Dokuz Büyük Umutsuzluk çöktüğünde neden dünya zirvesi ortaya çıksın ki? Orada ne var?”

Bu bir 3D projeksiyondu.

Su Hao’nun projeksiyonu altında, Cennetin Krallığı ve gerçeklik mükemmel bir şekilde iletişim kurabilirdi.

“Bize söyleyebilir misin?”

Su Hao, Su Tiancheng’e baktı.

“Tabii ki.”

Su Tiancheng içini çekti, “Şimdi kendilerine bakamayacak kadar meşguller. Muhtemelen gelip bizi avlayacak zamanları yok. Daha önce Mo Ling’e söylediğinde, bu zaten kuralı ihlal etmişti, ama burası engellendiği için bunu keşfetmediler.

“On sınır ruhu.”

Sadece bunu duyduktan sonra Su Hao tahminini açıkladı.

“On sınır ruhunun güçlü bir doğum sınır ruhuna ve dokuz sıradan sınır ruhuna ihtiyacı vardır. Sözde Dokuz Büyük Umutsuzluk büyük olasılıkla bu dokuz sıradan sınır ruhudur ve dünyanın zirvesi natal dünya ruhudur! Yanılmıyorsam, bu dünyanın kendisi bir esper tarafından yaratılmış bir dünya!”

“Yaratılmış bir dünya mı?”

“Mümkün mü?”

Wan Cheng ve diğerleri şok oldular.

“Mümkün olmalı.”

Li Xin bir süre düşündü, “Li Tiantian, bu adamın uzun zaman önce ölmesi gerekiyordu ama şimdiye kadar hayatta kalabilir. Bu iyi bir örnek değil mi?”

“Kaybol!”

Li Tiantian belirsiz bir tekme attı, “Sanki ölmemişsin gibi söylüyorsun!”

Evet!

Sonra herkes Su Hao’ya baktı. Su Hao tarafından yaratılan

Cennetin Krallığı, yaşayan bir örnek değil mi?

Su Hao bir dünya yaratabilirdi!

Neden Su Hao’nun çok ötesinde olan biri de aynı başarıyı elde edemez?

Mingguang ve Su Tiancheng, Zirve İmparatoru rütbeli ve en güçlü esper, ikisi de yaratılmış bir dünyanın içindeydiler. O zaman, orijinal yaratıcı ne kadar güçlü olurdu?

Olabilir mi…

İmparator derecesinin ötesinde bir varlık ve en güçlü esper mi?

Herkesin gözlerini gören Su Tiancheng başını salladı, “Bu doğru olmalı.”

Herkes bir ağız dolusu havayı içine çekti.

“O zamanlar, Mingguang ve ben onu keşfettikten sonra, o alemi tanrı olarak adlandırdık. Çünkü o aleme ulaşan biri, gerçekten her şeye gücü yetendir!” Su Tiancheng yavaşça söyledi ve herkes bu mantığa katıldı.

Öyle değil miydi?

Bir dünya ne kadar güçlü?

En güçlü esper ne kadar korkunç?

Bu konuda derin bir deneyim yaşadılar. Bundan daha güçlü olana gelince?

Bu gerçekten bir tanrı olmaz mıydı?!

O alem tanrı olarak adlandırılmaya değerdi!

“Yani? Dünyamız aslında yaratılmış bir dünya mı?”

Gerçeği fark ettikten sonra herkesin biraz başı döndü, “Tarihimiz ne zaman başladı? Bu güçlü esper kim ve bu dünyayı neden yarattı?”

“Emin değilim.” Su Tiancheng içini çekti, “Geçmişte peşinden gitmek istediğim şeyler bunlardı.”

“Bu dünyanın gerçeğini bilmek istedim!”

“Zaten zirvedeyim, bu yüzden dünyanın gerçeğini bulmak istiyorum. Aksi takdirde, şüpheler içinde yaşamaya devam etmek istemem.”

“Ancak…”

“Ta ki onunla tanışana kadar.”

Su Tiancheng, Su Hao’ya baktı, “Annen, Li Xiaoru.

“En.”

Su Hao başını salladı. Bu nokta tahmin ettiğine benziyordu.

“Daha sonra hamile kaldı, bu yüzden her şeyden vazgeçtim ve Jianghe Şehrine döndüm.” Su Tiancheng başını hafifçe sallamadan önce, “Ne yazık ki, geçmiş kolayca kesilebilecek bir şey değildi.” dedi.

Su Tiancheng üzgün görünüyordu.

Açıkçası, Mingguang bundan memnun değildi.

Mingguang’ın meselesine gelince, Su Tiancheng bu konuda fazla konuşmadı. Herkes de sormaya cesaret edememişti ama Su Hao’nun dünyası onları şaşırtmıştı.

“Eğer durum buysa, ben de bir dünya yaratabilir miyim?” Diye sordu Wan Cheng.

Dünyası…

Herhangi bir üçüncü seviye dünya aleminin bir dünyası vardır, ancak bu, güçlerini artırmak için elverişli bir ortam yaratmak için kullanılır.

Ancak bu gerçek bir dünya değildi.

“İmkansız.” Su Tiancheng başını salladı, “Ben bile bunu yapamadım. Hepiniz bunu nasıl başarabilirsiniz?

“O zaman patron…”

Li Xin şüpheli bir şekilde Su Hao’ya baktı, “Yine de yüzünde fazladan bir göz görmüyorum.”

Su Hao bu eğlenceli adama tokat atmakta tereddüt etmedi.

“Herkesin bir dünya yaratabileceğini düşünüyor musunuz?”

“Bir dünya yaratmanın bu kadar basit olduğunu mu düşünüyorsun?”

Su Tiancheng hafifçe başını salladı, “İlk olarak, dünya damgasını silmelisin, yoksa kolluk kuvvetleri tarafından kafan kesilir. İkincisi, Model Analizi gibi özel bir yeteneğe sahip olmanız gerekir. Üçüncü ve en önemli faktöre gelince, yaratıcının kanına sahip olmanız gerekiyor!”

“Hı?”

Herkes ne yapacağını şaşırmıştı.

İlk iki nokta anlaşılabilirdi, ama sonuncusunun nesi var?

“Sana verilen o kartların, Mingguang’ın onları kapacağından korkmaz mıydım?”

Su Tiancheng, Su Hao’nun boş ifadesine baktı, “Mingguang muhtemelen o gizemli kartı birkaç kez gizlice aldı, ama ellerine düşmeden önce hiçbir şey bulamadı çünkü sözde gizemli kartlar sadece vücudundaki gücü harekete geçirmek için.”

“Bir dakika…”

“Kan soyu mu?”

“Ben bir canavar değilim!”

Su Hao şaşkına döndü ve Su Tiancheng’in ciddi ifadesine baktı, “Vücudum gerçekten o güçlü yaratılış soyuna sahip mi?”

“En.” Su Tiancheng başını salladı.

“Bekle.” Su Hao’nun kafası biraz karışmıştı, “Neden bu şey benim vücudumda!”

“Çünkü bedenin, bu dünyayı yaratan o güçlü esper’in soyuna sahip.”

Su Tiancheng gülümsedi ve dedi ki, “Yaratma gücü bu soydan geliyor. İşte sizin gerçek gücünüz budur!”

“Hı?” Su Hao şaşırmıştı.

Kahretsin!

Yaratmanın gücü, bunu duymak, kulağa çok büyük geliyordu!

Ancak!

Neden yaratıcının kanına sahip olsun ki?

Bilmeden mi aldı?

Ya da belki…

Su Hao babasına tuhaf bir bakışla baktı. Olabilir mi…

“Kaybol!”

Su Tiancheng oğluna kızgın bir bakış attı, “Seni kokmuş velet, ne düşünüyorsun? Gücü miras alan ben değilim, annen var!”

“Hı?”

Su Hao bu sefer tamamen şaşkına dönmüştü.

“Sınavlara girdiğinizde evinizde kaç kez suikast girişimi yaşadığınızı biliyor muydunuz?” Diye sordu Su Tiancheng.

“Hı?” Su Hao şaşırmıştı, “O zamanı saymazsak, daha fazlası mı vardı?!”

“Haklısın.”

“Toplam dört kez!” Su Tiancheng dedi.

“Sonra annem…”

Su Hao aniden cümlesini durdurdu. Babası bunun hakkında konuştuğuna göre, bu annesinin iyi olduğunu gösteriyordu, ancak onun üç suikast girişiminden kurtulması için olabilir miydi…

“Gerçekten annenin sıradan bir insan olduğunu mu düşünüyorsun?” Su Tiancheng başını hafifçe salladı.

“Yaratılışın soyu…”

“Güçlü güç…”

Su Hao’nun kuantum bilgisayarı bir kesinti yaptı. Bir anda, en olası cevabı aldı, inanılmaz bir cevap.

“İnfazcı mı?”

“Haklısın, ama o biraz eşsiz.”

Su Tiancheng devam etmemeye karar vermeden önce bir an tereddüt etti.

Su Hao’nun yüzü darmadağınık görünüyordu.

Eğer sesini çıkaran kişi Su Tiancheng olmasaydı, gerçekten yüzlerine basardı!

Bu da ne?

Sanki sınava girdiğinde ve sınava çok çalıştığında, baban aniden sana aslında annenin bir casus ya da belki de casus şefi olduğunu söyledi…

İnfazcı mı?

Böyle bir insan mı?

Anne?

Su Hao, kuantum bilgisayarın çökmek üzere olduğunu hissetti.

“Annem rol yapıyormuş gibi görünmüyordu ama?” Su Hao hafifçe kaşlarını çattı.

“Kendinden mühürlü.” Su Tiancheng başını salladı, “Sana baskı yapmak istemedi, bu yüzden kendini mühürledi. Ancak bu şekilde başkaları tarafından fark edilmekten kaçınabilirdi.”

“O zaman geçmişteki keşiflerinden vazgeçme sebebin…” Su Hao aniden bir şeyin farkına vardı.

“Evet, dünyayı yok etmek için dünyanın zirvesini yok etmeniz gerekiyor!”

“Ve dünya zirvesi bir kez yok edildiğinde, tüm kolluk kuvvetleri düşecek. Bu yüzden Mingguang ile yollarımı ayırdım. Tabii ki, hala gerçeği bilmiyor.

Su Hao: “…”

Birden bu babanın bir entrikacı olduğunu hissetti!

Bu konuda çok büyük bir tane!

Dilek!

Su Hao aniden ayağa kalktı, “Dokuz Büyük Umutsuzluk tamamen yok edildi ve dünya zirvesi ortaya çıktı. Yani, Cennetsel İmparator Mingguang çoktan harekete geçti. Ayrıca, hedefi dünya zirvesi mi?”

“Yakında olmalı.”

Su Tiancheng’in gözleri soğuktu, “Dünya zirvesi az önce ortaya çıktı. Kuralların ortaya çıkmasıyla kimse hareket etmeye cesaret edemeyecek ama o parlaklık yok olduğunda bu dünya kaotik bir hal alacak…”

Dünya zirvesi!

Orada gerçek savaş alanı vardı, İlahi İmparator Mingguang’ın gerçek hedefi!