Sonsuz Bir Vasiyet - Bölüm 918

“O… sıkıntı bulutlarını mı yedin?” Güvertedeki Gelişen Ruh gelişimcileri tamamen şaşırmıştı. Böyle bir şeyin mümkün olduğunu hayal bile etmemişlerdi.

“Demek devaların yapabileceği şey bu…”

Bu insanlardan herhangi birinin olduğundan daha fazla şok olması zor olurdu!

Doğu Cennet Açıklığı Nehri bölgesinde sadece bir avuç deva vardı ve çok az yetişimci onlarla uğraşıyordu. Orada bulunan insanların çoğu için bu olay, bir ömür boyu hafızalarına kazıyacakları bir şeydi.

Ancak, Orta Menzildeki diğer üç büyük tarikatın yetişimcileri, delta ve Aşağı Sahadakilerden daha fazla şok olmuştu.

Ne de olsa geçmişte devalarla, yani mezheplerinin eski patrikleriyle yakın ilişkileri vardı. Ve şok edici olan şey, hiçbirinin o patriklerin böyle bir şey yaptığını hatırlamamasıydı!

Bu ilahi bir sıkıntıydı!!

Devalar için, Gelişen Ruh sıkıntısı şimşeği özellikle inanılmaz bir şey değildi ve yine de cennet ve dünya tarafından gönderilen sıkıntıydı. Bu, çok az insanın müdahale edebileceği en yüksek güç seviyesiydi.

Ve yine de bugün… Bai Xiaochun onu doğrudan tüketmişti!

Tabii ki herkes sarsılmıştı ama kalabalığın içinde Orta Menzil tarikatlarının uzmanlarından bile daha fazla sarsılmış birkaç kişi vardı.

Onlar Zhao Tianjiao ve Bai Lin’di!

Ne de olsa, devalarla diğer uygulayıcılardan çok daha yakın ilişkileri vardı. Birinin deva olan bir Ustası, diğerinin ise bir dedesi vardı. Bu nedenle, devalar hakkında ortalama bir insandan çok daha fazla şey biliyorlardı, öyle ki devalar hakkındaki bilgileriyle boy ölçüşebilecek çok az sayıda Gelişen Ruh gelişimcisi yaşıyordu.

Ve bu durumu daha da inanılmaz hale getirdi, çünkü ikisi de ne Bai Zhentian’ın, ne Chen Hetian’ın ne de diğer devaların böyle bir şey yapamayacağını biliyordu!

Büyük olasılıkla, bunu yapabilecek tek kişi yarı tanrı patrik olurdu!

Şok edici sahnenin ardından Bai Xiaochun’un yüzündeki yansıma kayboldu ve kulübeye geri döndüğünde gözleri aniden açıldı.

Olanlara o bile şaşırmıştı. Gökyüzüne bakarak mırıldandı, “Bu Hao’er bana yardım ediyor muydu?”

Bir süredir merak ettiği bir şey, yirmi bir renkli alevini yarattığında neden göksel bir sıkıntının ortaya çıkmadığıydı.

Aslında birkaç dakika önce göksel sıkıntı ne kadar korkunç görünse de Bai Xiaochun içindeki patlayıcı gücün neredeyse oluşur oluşmaz dağılmaya başladığını hemen fark etmişti.

Neredeyse bir hevesle onu tüketmeye çalışmıştı, ardından gücü olabildiğince çabuk kendi vücuduna emdi.

Bu küçücük parça bile Güneş-Ay Engin Gök Büyüsünün kıpırdamasına neden oldu. İkinci seviyeye ulaşamasa da, önemli bir ilerleme kaydetti ve bu sayede yıllarca yetişim zamanından tasarruf etti.

Bütün bunlar, Cehennem İmparatoru olan ve aslında bu cennetteki ve dünyadaki reenkarnasyon döngüsünü kontrol eden çırağını düşünmesine neden oldu. Muhtemelen bu gibi konuları etkileyebilecek tek kişi oydu.

“Hao’er’in bunu sadece birkaç kez yapabilmesi çok kötü. Aksi takdirde, gelecekteki uygulamamı çok kolay hale getirirdi.” Varsayımlarının doğru olduğundan emin olamasa da, harika çırağını düşündüğünde içinde hala bulanık bir sıcaklık hissetti.

Tabii ki, güvertedeki tüm Gelişen Ruh gelişimcilerine gelince, gördükleri şey karşısında hayrete düşmüşlerdi. Bai Xiaochun’un sıkıntı bulutlarını tükettiği görüntü, yaşadıkları sürece zihinlerine ve kalplerine kazınacaktı.

Bai Xiaochun’un yıldırımdan kurtulma şekli yüzünden Koca Şişman Zhang’ın atılımı çok sorunsuz ilerledi. Kısa süre sonra içinden bir Gelişen Ruh aurası patladı ve Bai Xiaochun’un yüzünde bir gülümseme belirdi.

Bu noktada, Büyük Şişman Zhang herhangi bir tehlikeyi atlatmıştı. Sadece yeni doğmakta olan ruhunu stabilize etmek için zamana ihtiyacı vardı ve ardından uygulama seansını sonlandırdı.

Son derece memnun hisseden Bai Xiaochun, Koca Şişman Zhang’ı güvende tutmak için bazı kısıtlayıcı büyüler yaptı ve ardından kulübeden dışarı fırladı. Güverteye ulaştığında, oradaki sayısız Gelişen Ruh yetişimcisi ona derin bir hürmet dolu bakışlar attı ve ellerini kenetleyip önünde eğildiler.

Bai Xiaochun, Koca Şişman Zhang’ın başarısı sayesinde zaten iyi bir ruh halindeydi ve bu kadar çok insanın ona tapınırcasına baktığını görmek daha da güzelleşmişti.

“Çırağım gerçekten inanılmaz,” diye düşündü. “Sadece yetişimimi hızlandırmama yardım etmekle kalmadı, aynı zamanda buradaki herkesin bana hayran olmasını sağladı. Beni tamamen anlıyor!” Bazı nedenlerden dolayı, hava bugün özellikle iyi görünüyordu, bu yüzden ana güvertede kalmak ve güneşin tadını çıkarmak için mükemmel bir zaman olduğuna karar verdi. Etrafına baktığında, Song Que’nin güverte 2’den çıktığını, onu gördüğünü ve sonra kapıdan geri dönmeye çalıştığını fark etti.

“Que’er!” diye bağırdı. “Buraya gel. Amcam bugün iyi bir ruh hali içinde ve seni balığa götürmek istiyor!” Tabii ki Bai Xiaochun bu sözleri Song Que’nin tepki verebileceğinden çok daha hızlı söyledi.

Song Que durdu. Şimdiye kadar tüm yolculuk boyunca Bai Xiaochun’dan uzak durmak için çok uğraşmıştı ve tamamen hazırlıksız yakalanmıştı.

İtaat etmeyi reddetmeye cesaret edemeyerek hayal kırıklığıyla dişlerini gıcırdattı ve Bai Xiaochun’a doğru yürüdü.

Bai Xiaochun, Song Que’nin kötü ruh halinden rahatsız değildi. Havaya uçarak elini Cennet Açıklığı Denizi’ne doğru itti. Su o kadar hızlı battı ki, birkaç düzine balık tepki veremeyecek kadar yavaştı ve havada asılı kaldı. Bai Xiaochun hızlıca elini sallayarak hepsini gemiye uçurdu.

Bu balıkların içinde tuhaf bir güç vardı, bu güç uygulayıcılar için büyük fayda sağlayabilirdi. Song Que kötü bir ruh hali içinde olmasına rağmen, onları güvertede çırpınırken görünce kalbi göğsünde çarpmaya başladı. Bai Xiaochun’un telkinine bile gerek duymadan onları almak için yürüdü.

Diğer yetişimciler kıskançlıkla bakıyorlardı ama Bai Xiaochun’dan korktukları için öne çıkmakta tereddüt ediyorlardı.

Bai Xiaochun cimri bir tip değildi ama. Ona göre, mutlu olduğunda, herkesin de mutlu olmasını severdi.

“Haydi, millet!” diye bağırdı. “Balık ziyafeti zamanı!”

Gelişen Ruh gelişimcileri çok heyecanlanmıştı.

“Çok teşekkürler, Kıdemli Bai!” Hepsi etrafta koşuşturmaya ve balık toplamaya başladı.

Hatta bazıları Bai Xiaochun’un bulunduğu yere kadar uçtu ve balık tutma girişimine katıldı. Onlardan biri Yıldızlı Gökyüzü Dao Kutupluluk Tarikatından bir Gelişen Ruh elderiydi ve diğer üç nehir kolundan tarikatlar hakkında bilgi sahibi olduğu için gönderilmişti. Ateşle yapılan sınava katılmayı planlamıyor olsa da, yol boyunca gelişim merkezini ilerletme şansı çok sevindiriciydi.

Ve böylece, devasa savaş gemisindeki herkesin nadir bir şansı vardı… Cennet Denizi’nden çıkarılan altın balıklarla ziyafet çekmek.

Sonraki günlerde Bai Xiaochun çalışmaya devam etti. Bazen balık tutardı, bazen de tıbbi haplar için malzeme olarak kullanılabilecek diğer deniz canavarlarını yakalardı. Ayrıca xiulian uygulamak ve diğer üç nehir kolu hakkında çok şey bilen belirli bir ihtiyara danışmak için zaman harcıyordu.

Deva gücüyle gemiyi itmeye yardım ederek, etkileyici zaman geçirmelerini sağladı. Sonuç olarak, Gelişen Ruh gelişimcileri gelişim merkezinde ilerleme sağlamışlardı ve bu yüzden Bai Xiaochun’a derin bir minnettarlık duyuyorlardı.

“Bunun için endişelenme,” dedi teşekkür ifadelerine cevaben. “Hepimiz doğu Cennet Açıklığı Nehri’ndeniz, değil mi? Hepimiz aynı takımdayız! Biliyor musun, şimdi düşünüyorum da, bu ateşle imtihanda kapmak için çok fazla uzun ömür hapı olduğunu düşünürsek, kesinlikle takımlara ayrılmalıyız. Diğer üç nehir kolunun yetişimcilerine bu hapları ele geçirme şansı vermeyelim!”

Çenesini yukarı kaldırarak kolunu salladı, ve yüksek sesle devam etti, “Unutmayın millet, ateşle yargılandığımızda birbirinize bağlı kalın! Ve bizim tarafımızdan birinin yakalandığını görürseniz, kollarınızı sıvayın ve mücadeleye katılın!”

Gelişen Ruh gelişimcilerinin hepsi içten bir şekilde güldü. Geçen her an Bai Xiaochun hakkındaki izlenimleri daha da gelişiyordu ve kendilerini ona daha yakın hissediyorlardı. Aynı zamanda, teknedeki yoldaşlarına karşı rekabet duyguları azaldı.

Song Que herkesin Bai Xiaochun’u sevmeye gelmesinden pek memnun olmasa da bunun neden olduğunu anladı ve onayladı. Bai Xiaochun kendi tarafındakilerin güvende kalması için elinden geleni yapıyordu.

Zhao Tianjiao ve Bai Lin de tanıdıkları eski Bai Xiaochun’u hatırladılar.

Bai Xiaochun herkesin iyi geçindiğini ve hatta arkadaş edindiğini görmekten çok memnundu. Gerçek şu ki, Göksel tarafından düzenlenen bu ateşle imtihan hakkında kötü bir his duyuyordu. Nedense tehlikeli görünüyordu. Doğu Gök Açıklığı Nehri yetişimcilerinin bir araya gelmesini sağlayabilmesi iyi bir şeydi. Bu yüzden daha fazla tıbbi hap almayı başaramasalar bile, en azından herkes daha güvende olacaktı.

Bir ay daha geçti. Büyük Şişman Zhang sonunda gözlerden uzak meditasyondan çıktı ve olağanüstü Gelişen Ruh savaşı hünerini ortaya çıkardı. Gemideki uygulayıcılar arasında ilişkiler kuruluyordu ve sürekli balık ziyafetleri düzenleniyordu.

Ve böylece, gemi yavaş yavaş hedefine yaklaştı. Cennet Açıklığı Adası… gittikçe yaklaşıyordu.